Araba son sürat yoluna devam ediyordu. Arka koltukta başını cam'a yaslanmış düşünüyordu. Sadece kendi ve hayal ettikleri vardı. Aklındaki soldan soğa olan beş harfli bilmeceyi çözmeye çalışıyordu. Sonra dikketle camdan dışarı bakmaya çalıştı. Cam buğuluydu ve dışarıyı göremiyordu elini cam'a doğru uzattı .. tam eli cam'a yaklaşmışken durdu işaret parmağını kaldırdı ve cam'ın soluna doğru götürdü.. ilk harfi özenle sanki hayat çizgisini çizer gibi çizdi. Ve Devam etti. Son harfe geldiğinde parmakları sanki bir ressam hakimiyetindeydi artık.. O an dünya dursun dönmesin istiyordu, zamanı durdursun biri diye içinden geçiriyordu... onunla ilgili birşeyler yapmanın sevinci vardı içinde.
Son harfin bitmesine doğru içini bir burukluk sardı. Güzel sözcüklerle başlayan ve çok çabuk biten bir şiirin kalbinde bıraktığı doyumsuz tad'ı vardı sanki. Eliyle son harfi yavaş yavaş çiziyordu ama parmağının değdiği yerden aşşağıya doğru akan damlaların yarattığı çizgilerden istediğini yapamıyordu.. ve sonunda bitmişti. Bir puzzel'ın son taşınıda eklemiş gibiydi. Uzun uzun baktı cam'a ve hiçbirşey düşünmeden sadece soldan sağ'a oluşan beş harfli bilmecenin cam'a yansıyan silüetinde cevabını aradı düşündüklerinin. Havanın soğukluğundan cam'ın buğusuna işlenen mutluluk kelimesine yeniden buğu hakim olmaya başlamıştı..Artık çizdiğide kafasındaki gibi silüetleşmişti. yazı tamamem silüetleşincede varacağı yere varmıştı.. Aslında varacağı yere çok vardı.. ön taraftan yükselen suskunsun lafıyla irkildi. Kendine geldiğinde hemen arabadan inmek istedi.. ve indi. Yağmur damlalarının süratla yeryüzüne doğru çarpma telaşı içerisinde yürümeye başladı. Kafasına çarpan her damlada irkiliyor kendini geliyor ve bir saniye geçmeden yeniden dalıyordu düşünceye. Elleri ceplerindeydi ve üşüyordu ellerinin titremesine hakim olamıyordu.. Bir otobüs durağına geçti ve yağmurun dinmesini bekledi. Oturduğu yerden gökyüzüne bakmaya çalışıyordu. Gözü elektrik direğinin ışığına takıldı ışığın içinden süratla inen yağmur damlalarını seyretmeye başladı.. Sanki hepsinin acelesi var gibiydi. Biranönce yeryüzüne çarpıp parçalara ayrılmak ister gibiydiler. Daha fazla dayanamadı ve oturduğu yerden kalkıp süratla inen yağmur damlaları arasında yoluna devam etti. Attığı her adımda onu görmenin ardından geçen zamana bir saniye daha eklenmesine üzüldü. Çünki onsuz geçen her saniye kaybedilmiş bir saniyeydi. Zamanın uzamasına sinirlendi ve durdu. Geriye döndü uzun uzun baktı. Sanki bir adım daha ilerdeki üzüntüye tahammülü kalmamış gibiydi. Zamanla arası hiç iyi olmamıştı aslında. Sabırlı biri olmadığını düşünürdü herzaman. Ne kaybettiyse bu yüzden kaybetmişti hayatında. Zaman ona herşeyi öğretmişti ama sabırlı olmayı öğretememişti. Sakinleşti ve yoluna devam etti. Taki karanlıkta kaybolana kadar devam etti..
Geride boynu bükük yağmur damlalarını bıraktı birde onun üzüntüsünü görmek istemeyen ve bu yüzden bulutların arasına saklanmış ay'ı bıraktı.
O günki gibi yaşamaya devam ediyor.
Bilmem nereye kadar ?
17 Haziran 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Kusura bakma fazla ilgilenemiyorum, biliyorsun uni zımbırtılarım var..
Ellerine sağlı mükemmel yazı..
Buraya ekledim:
http://alternativa.blogsome.com/2008/06/18/sonu-olmayan-hikaye/
Okuluna geleceğine bak kardeşim.
Takılıyoruz kendi kafamıza göre burda..
Yorum Gönder